YÖK’ün fen edebiyat fakültelerine öğretmenlik yolunu açan kararı Danıştay’dan döndü.
Fen edebiyat fakültesi öğrencilerinin 3. sınıftan başlayarak lisans eğitimleri sırasında formasyon alma hakkı Eğitim-Sen’in Danıştay’da açtığı dava sonucu ortadan kalktı.
YÖK’ün kararının yürütmesini durduran Danıştay, gerekçesinde eğitim fakülteleri ve fen edebiyat fakültelerinin öğretmen yetiştiren iki fakülte haline gelmesi ile bizzat öğretmen yetiştirmek için kurulmuş olan eğitim fakültesinin diğer fakültelerle aynı statüye konulduğunu belirtti. Aynı zamanda eğitim fakültelerinin 5 yılda öğrenim görürken fen edebiyat fakültelerinin 4 yılda eğitim görerek öğretmen olması durumunun eşitlik ilkesine aykırı olduğu ifade edildi. Danıştay’ın kararıyla fen edebiyat fakülteleri ve ilahiyat fakülteleri lisans eğitimi sırasında formasyon alamayacak. Karar, şu an 3. ve 4. sınıf olarak formasyon eğitimi gören öğrencileri etkilerken, formasyon alan mezun öğrenciler için hukuki bir sıkıntı mevcut değil.
22 Aralık 2010
Felsefe Grubu Öğretmenliği 2009-2010 Atamaları Taban Puanları
Felsefe Öğretmenliği 2010/2 İlk Atama Sonucu Oluşan Minimum Puanlar
Felsefe Öğretmenliği 2010/1 İlk Atama Sonucu Oluşan Minimum Puanlar
Felsefe 2009/5 İlk Atama Sonucu Oluşan Minimum Puanlar
Felsefe 2009/4 İlk Atama Sonucu Oluşan Minimum Puanlar
Felsefe 2009/4 Açıktan ve Kurumlar Arası Yeniden Atama Sonucu Oluşan Minimum Puanlar
Felsefe 2009/4 Açıktan ve Kurumlar Arası İlk Atama Sonucu Oluşan Minimum Puanlar
Felsefe 2009/2 Atama Dönemi Kadrolu ve Sözleşmeli Öğretmen Atama/Görevlendirme Minimum Puanları
Felsefe Öğretmenliği 2009-1 Sözleşmeli Atama Alanlar Bazında Mininum Puanları
Felsefe Öğretmenliği 2009-1 Kadrolu İlk Atama Alanlar Bazında Mininum Puanları
Felsefe Öğretmenliği 2009-1 Kurumlararası Atama Alanlar Bazında Mininum Puanları
Felsefe Öğretmenliği 2009-1 Açıktan Atama Alanlar Bazında Mininum Puanları
Felsefe Öğretmenliği 2008-2 Ek Sözleşmeli Öğretmen Görevlendirme Minimum Puanları
Felsefe Öğretmenliği 2008-2 Kadrolu İlk Atama Alanlar Bazında Mininum Puanları
Felsefe Öğretmenliği 2008-2 İlk Defa Sözleşmeli Görevlendirme Alanlar Bazında Mininum Puanları
Felsefe Öğretmenliği 2008 Açıktan Atama Alanlar Bazında Mininum Puanları
Felsefe Öğretmenliği 2008/1 Atama Dönemi Kadrolu Öğretmen Görevlendirme Mininum Puanları
Atanma Tipi: | Sözleşmeli |
Öncelik: | 1 |
Atama Taban Puanı: | 79,683 |
Atanan Sayısı: | 94 |
Başvuru Sayısı: | 467 |
Felsefe Öğretmenliği 2010/1 İlk Atama Sonucu Oluşan Minimum Puanlar
Atanma Tipi: | Kadrolu |
Öncelik: | 1 |
Atama Taban Puanı: | 81,239 |
Atanan Sayısı: | 83 |
Başvuru Sayısı: | 322 |
Felsefe 2009/5 İlk Atama Sonucu Oluşan Minimum Puanlar
Atama Tarihi: | 31 Aralık 2009 |
Atanma Tipi: | Sözleşmeli |
Öncelik: | 1 |
Atama Taban Puanı: | 80,475 |
Atanan Sayısı: | 61 |
Felsefe 2009/4 İlk Atama Sonucu Oluşan Minimum Puanlar
Atama Tarihi: | 16 Aralık 2009 |
Atanma Tipi: | Kadrolu |
Öncelik: | 1 |
Atama Taban Puanı: | 81,683 |
Atanan Sayısı: | 63 |
Felsefe 2009/4 Açıktan ve Kurumlar Arası Yeniden Atama Sonucu Oluşan Minimum Puanlar
Atama Tarihi: | 16 Aralık 2009 |
Atanma Tipi: | Kadrolu |
Min. Öğretmenlik Süresi: | 738 |
Atanan Sayısı: | 29 |
Felsefe 2009/4 Açıktan ve Kurumlar Arası İlk Atama Sonucu Oluşan Minimum Puanlar
Atama Tarihi: | 16 Aralık 2009 |
Atanma Tipi: | Kadrolu |
Öncelik: | 1 |
Min. Memurluk Süresi: | 4029 |
Atanan Sayısı: | 10 |
Felsefe 2009/2 Atama Dönemi Kadrolu ve Sözleşmeli Öğretmen Atama/Görevlendirme Minimum Puanları
Kadrolu Atama Öncelik: | 1 |
Kadrolu Atama taban puanı: | 82,451 |
Kadrolu Atanan Sayısı: | 40 |
Sözleşmeli Atama Öncelik: | 1 |
Sözleşmeli Atama taban puanı: | 81,225 |
Sözleşmeli Atanan Sayısı: | 66 |
Felsefe Öğretmenliği 2009-1 Sözleşmeli Atama Alanlar Bazında Mininum Puanları
Atama tarihi: | 19 Mart 2009 |
Atama yapılan branş: | Felsefe Öğretmenliği |
Atama taban puanı: | 81,423 |
Atama yapılan öğretmen sayısı: | 65 |
Felsefe Öğretmenliği 2009-1 Kadrolu İlk Atama Alanlar Bazında Mininum Puanları
Atama tarihi: | 25 Şubat 2009 |
Atama yapılan branş: | Felsefe Öğretmenliği |
Atama taban puanı: | 83,109 |
Başvuru: | 727 |
Atama yapılan öğretmen sayısı: | 124 |
Felsefe Öğretmenliği 2009-1 Kurumlararası Atama Alanlar Bazında Mininum Puanları
Atama tarihi: | 25 Şubat 2009 |
Atama yapılan branş: | Felsefe Öğretmenliği |
Min. Öğrt. Süresi: | 0 |
Min. Mem. Süresi: | 4844 |
Başvuru: | 21 |
Atama yapılan öğretmen sayısı: | 1 |
Felsefe Öğretmenliği 2009-1 Açıktan Atama Alanlar Bazında Mininum Puanları
Atama tarihi: | 25 Şubat 2009 |
Atama yapılan branş: | Felsefe Öğretmenliği |
Min. Öğrt. Süresi: | 1836 |
Min. Mem. Süresi: | 0 |
Başvuru: | 45 |
Atama yapılan öğretmen sayısı: | 10 |
Felsefe Öğretmenliği 2008-2 Ek Sözleşmeli Öğretmen Görevlendirme Minimum Puanları
Atama tarihi: | 5 Aralık 2008 |
Atama yapılan branş: | Felsefe Öğretmenliği |
Atama taban puanı: | 82,009 |
Atama yapılan öğretmen sayısı: | 141 |
Felsefe Öğretmenliği 2008-2 Kadrolu İlk Atama Alanlar Bazında Mininum Puanları
Atama tarihi: | 21 Ağustos 2008 |
Atama yapılan branş: | Felsefe Öğretmenliği |
Atama taban puanı: | 85,897 |
Atama yapılan öğretmen sayısı: | 63 |
Felsefe Öğretmenliği 2008-2 İlk Defa Sözleşmeli Görevlendirme Alanlar Bazında Mininum Puanları
Atama tarihi: | 21 Ağustos 2008 |
Atama yapılan branş: | Felsefe Öğretmenliği |
Atama taban puanı: | 85,254 |
Atama yapılan öğretmen sayısı: | 18 |
Felsefe Öğretmenliği 2008 Açıktan Atama Alanlar Bazında Mininum Puanları
Atama tarihi: | 21 Ağustos 2008 |
Atama yapılan branş: | Felsefe Öğretmenliği |
Min. Öğrt. Süresi: | 4986 |
Min. Mem. Süresi: | 0 |
Göreve başlama tarihi: | 05.10.1993 |
Atama yapılan öğretmen sayısı: | 1 |
Felsefe Öğretmenliği 2008/1 Atama Dönemi Kadrolu Öğretmen Görevlendirme Mininum Puanları
Atama tarihi: | 25 Şubat 2008 |
Atama yapılan branş: | Felsefe Öğretmenliği |
Atama taban puanı: | 84,775 |
Atama yapılan öğretmen sayısı: | 13 |
11 Aralık 2010
Sosyoloji
Sosyolojinin ana konusu toplumdur. Dar anlamıyla Sosyoloji toplumun yapısına, toplumsal kurumlar, toplumsal ilişkiler, sosyal grup, kültür ve bu unsurlardan meydana gelen değişme ve gelişm Sosyolojinin amacı, toplumların değişimini, gelişimini, yapısını araştırmak, yapılan araştırma ve açıklamaların ortaya çıkardığı bilgilere genellemeler yapmaktır. Ferde ait sorunlarla ilgilenmez, pozitif bir bilimdir,toplumun bütünüyle ilgilenir, diğer bilimlerle bağlantı içindedirelerdir.
Tanımı; Sosyoloji,toplumun yapısını,işlevlerini,bu yapı ve işlevlere bağlı olarak meydana gelen değişmeleri ve bunların sonucunda ortaya çıkan toplumsal sorunları bir takım özgün yöntemlerle inceleyerek bunları bazı yasa ve ilkelere bağlayan bir bilim dalıdır.
Amacı; Sosyoloji,toplumsal olayları ortaya çıkarmayı,işleyiş biçimlerini belirlemeyi,toplumsal olaylarla ilgili kavramlar üretmeyi;toplumsal yapıları,değerleri ve ilişkileri bir bütünlük içerisinde inceleyerek elde ettiği bulgular ışığında tüm toplumlar için geçerli olabilecek toplumsal etkileşimleri geliştirecek genelleme ve yasalara ulaşmayı amaçlar.
Alanı; Sosyolojinin temel ilgi alanı insan ve insan topluluklarıdır.Sosyoloji,toplumun yapısını,oluşumunu,gelişimini,işleyişini ve değişimini inceler.İnsanın ve insan topluluklarının her türlü sosyal davranışları,yaşantıları,bireyin başka bireylerle,ailesiyle,çevresiyle,tüm kurumlarla olan ilişkileri sosyolojinin çalışma alanına girer. 
Psikoloji
İnsan ve hayvan davranışlarıyla ve bilişsel süreçleriyle ilgilenen psikoloji biliminin 125 yıllık bir tarihi vardır. Bu genç yaşına rağmen psikoloji, biyolojiden sosyolojiye kadar uzanan oldukça geniş kapsamlı bir alandır.
Psikoloji insan ve hayvan davranışlarını ve bu davranışlarla ilintili psikolojik, sosyal ve biyolojik süreçleri inceleyen bir alandır. Bir meslek olarak ise psikoloji, psikoloji bilgilerinin insan sorunlarını çözmek için kullanılmasıdır. Bu bilginin kullanılması psikolojinin alt alanlarına göre değişmekle birlikte dili iyi kullanma, araştırma, istatistiksel analiz ve empati gibi bazı özel beceri ve yetenekleri gerektirir.
Psikologlar iki önemli ilişki üzerinde çalışırlar: ilki; beyin ve davranış, ikincisi; çevre ve davranış ilişkisidir.
Psikologlar hem araştırmacı olarak gözlem, deney ve analiz gibi bilimsel yöntemleri izlemek hem de bilimsel bulguları uygulamak için yaratıcı olmak durumundadırlar. Psikologlar araştırma yaparak geliştirdikleri kuramları sınarlar ve araştırmalar sonucu ortaya çıkan yeni bilgileri uygulama alanında çalışanların kullanımına sunarlar. Ayrıca, bireylerin ve toplumların değişen gereksinimlerini karşılamak amacıyla yeni yaklaşımlar geliştirirler.
Psikoloji oldukça geniş bir alandır. Psikologlar temel ve uygulamalı alanlarda araştırma yaparlar, toplumdaki örgütlere ve diğer kurumlara danışmanlık hizmeti verirler, bireylere tanı koyar ve tedavi ederler, lise ve üniversitelerde psikoloji öğretirler, çeşitli testler kullanarak zekayı ve kişiliği ölçerler, davranışları ve bilişsel işlevleri değerlendirip gerekli durumlarda yardımcı olurlar. Bireylerin hem birbirleri ile hem de makineler ile nasıl ilişki içine girdiklerini araştırıp, bu ilişkileri iyileştirmeye çalışırlar.
Psikologlar bazı işlerde bağımsız olarak çalışırken diğerlerinde doktor, hukukçu, okul personeli, bilgi işlem uzmanı, mühendis, yasa koyucu, polis, asker ve yöneticiler ile takım halinde çalışarak toplumun her alanına katkıda bulunurlar. Bu yüzden psikologları laboratuvarlarda, hastanelerde, adliyede, okullarda, üniversitelerde halk sağlığı merkezlerinde, kitle iletişiminde, hapishanelerde ve pek çok başka işyerinde görebilirsiniz. Örneğin stresi yenip performansı artırmaya yönelik programlarda yönetici veya sporcularla birlikte çalışırlar.
Adli kararlar için hukukçulara gerekli bilgi ve önerileri sağlarlar. Okul reformunda eğitimcilerle, psikiyatri kliniklerinde psikiyatrist ve sosyal çalışmacılarla, pediatri, onkoloji ve nöroloji gibi kliniklerde de uzman doktorlarla birlikte çalışırlar. Uçak kazası ya da bombalama gibi bir felaketin hemen ardından ortaya çıkan şok sürecinde kaza kurbanlarına yardımcı olurlar. Hukuk ve halk sağlığı alanlarında çalışanlarla birlikte takım halinde çalışarak bu tür olayların nedenlerini analiz ederler ve tekrarlanmasını önlemek için yollar bulmaya çalışırlar.
Psikolojide çalışma alanlarının hem sayısı hem de etkinliği gün geçtikçe artmaktadır. ABD’de yapılan bir öngörüye göre psikoloji, 2005 yılına kadar en hızlı gelişen üçüncü alan olacak ve bir kaç 10 yıl içinde de bu gelişme sürecektir.
Toplumdaki sorunların çoğunluğunun insan davranışıyla ilişkili olduğu düşünülürse psikolojinin çok fazla sayıda çalışma alanı olduğunu görmek şaşırtıcı olmayacaktır. Örneğin uyuşturucu kullanımı, kişisel ilişkilerdeki güçlükler, sokakta ve evde şiddet, kendi sağlığımıza ve çevremize zarar veren davranışlarımız gibi bireysel ve toplumsal sorunlar, psikologların ilgilendikleri sorunlar arasındadır. Psikologlar, bilimsel yöntemle bilgi toplama, bilgiyi analiz etme, önleme ve müdahale stratejileri geliştirme gibi yollarla sorunların çözümüne katkıda bulunurlar. Örneğin psikologlar, yaşlıların sayısının hızla arttığı dünyamızda evleri ve işyerlerini bu grup için daha uygun hale getirmek üzere araştırma ve uygulama yapmaktadırlar.
Elektronik alanında yaşanan devrim, kullanıcı dostu teknoloji ve eğitim gerektirmekte ve psikologlar bu konuda mühendislerle birlikte çalışmaktadırlar. Günümüzde sayıları gittikçe artan çalışan kadınlar işverenden aile gereksinimlerine uygun bir işyeri yapılanması talep etmekte ve psikologlar da gereksinim duyulan değişmeler konusunda işverenlere yardımcı olmaktadırlar.
Psikoloji insan ve hayvan davranışlarını ve bu davranışlarla ilintili psikolojik, sosyal ve biyolojik süreçleri inceleyen bir alandır. Bir meslek olarak ise psikoloji, psikoloji bilgilerinin insan sorunlarını çözmek için kullanılmasıdır. Bu bilginin kullanılması psikolojinin alt alanlarına göre değişmekle birlikte dili iyi kullanma, araştırma, istatistiksel analiz ve empati gibi bazı özel beceri ve yetenekleri gerektirir.
Psikologlar iki önemli ilişki üzerinde çalışırlar: ilki; beyin ve davranış, ikincisi; çevre ve davranış ilişkisidir.
Psikologlar hem araştırmacı olarak gözlem, deney ve analiz gibi bilimsel yöntemleri izlemek hem de bilimsel bulguları uygulamak için yaratıcı olmak durumundadırlar. Psikologlar araştırma yaparak geliştirdikleri kuramları sınarlar ve araştırmalar sonucu ortaya çıkan yeni bilgileri uygulama alanında çalışanların kullanımına sunarlar. Ayrıca, bireylerin ve toplumların değişen gereksinimlerini karşılamak amacıyla yeni yaklaşımlar geliştirirler.
Psikoloji oldukça geniş bir alandır. Psikologlar temel ve uygulamalı alanlarda araştırma yaparlar, toplumdaki örgütlere ve diğer kurumlara danışmanlık hizmeti verirler, bireylere tanı koyar ve tedavi ederler, lise ve üniversitelerde psikoloji öğretirler, çeşitli testler kullanarak zekayı ve kişiliği ölçerler, davranışları ve bilişsel işlevleri değerlendirip gerekli durumlarda yardımcı olurlar. Bireylerin hem birbirleri ile hem de makineler ile nasıl ilişki içine girdiklerini araştırıp, bu ilişkileri iyileştirmeye çalışırlar.
Psikologlar bazı işlerde bağımsız olarak çalışırken diğerlerinde doktor, hukukçu, okul personeli, bilgi işlem uzmanı, mühendis, yasa koyucu, polis, asker ve yöneticiler ile takım halinde çalışarak toplumun her alanına katkıda bulunurlar. Bu yüzden psikologları laboratuvarlarda, hastanelerde, adliyede, okullarda, üniversitelerde halk sağlığı merkezlerinde, kitle iletişiminde, hapishanelerde ve pek çok başka işyerinde görebilirsiniz. Örneğin stresi yenip performansı artırmaya yönelik programlarda yönetici veya sporcularla birlikte çalışırlar.
Adli kararlar için hukukçulara gerekli bilgi ve önerileri sağlarlar. Okul reformunda eğitimcilerle, psikiyatri kliniklerinde psikiyatrist ve sosyal çalışmacılarla, pediatri, onkoloji ve nöroloji gibi kliniklerde de uzman doktorlarla birlikte çalışırlar. Uçak kazası ya da bombalama gibi bir felaketin hemen ardından ortaya çıkan şok sürecinde kaza kurbanlarına yardımcı olurlar. Hukuk ve halk sağlığı alanlarında çalışanlarla birlikte takım halinde çalışarak bu tür olayların nedenlerini analiz ederler ve tekrarlanmasını önlemek için yollar bulmaya çalışırlar.
Psikolojide çalışma alanlarının hem sayısı hem de etkinliği gün geçtikçe artmaktadır. ABD’de yapılan bir öngörüye göre psikoloji, 2005 yılına kadar en hızlı gelişen üçüncü alan olacak ve bir kaç 10 yıl içinde de bu gelişme sürecektir.
Toplumdaki sorunların çoğunluğunun insan davranışıyla ilişkili olduğu düşünülürse psikolojinin çok fazla sayıda çalışma alanı olduğunu görmek şaşırtıcı olmayacaktır. Örneğin uyuşturucu kullanımı, kişisel ilişkilerdeki güçlükler, sokakta ve evde şiddet, kendi sağlığımıza ve çevremize zarar veren davranışlarımız gibi bireysel ve toplumsal sorunlar, psikologların ilgilendikleri sorunlar arasındadır. Psikologlar, bilimsel yöntemle bilgi toplama, bilgiyi analiz etme, önleme ve müdahale stratejileri geliştirme gibi yollarla sorunların çözümüne katkıda bulunurlar. Örneğin psikologlar, yaşlıların sayısının hızla arttığı dünyamızda evleri ve işyerlerini bu grup için daha uygun hale getirmek üzere araştırma ve uygulama yapmaktadırlar.
Elektronik alanında yaşanan devrim, kullanıcı dostu teknoloji ve eğitim gerektirmekte ve psikologlar bu konuda mühendislerle birlikte çalışmaktadırlar. Günümüzde sayıları gittikçe artan çalışan kadınlar işverenden aile gereksinimlerine uygun bir işyeri yapılanması talep etmekte ve psikologlar da gereksinim duyulan değişmeler konusunda işverenlere yardımcı olmaktadırlar.
7 Aralık 2010
Felsefe Kelimesi Ne Anlama Gelmektedir?
Felsefe kelimesi Yunanca "philo" (sevgi) ve "sophia" (bilgelik) kelimelerinin yan yana gelmesiyle oluşmaktadır. Philosophia, bilgelik sevgisi demektir. Genel manada "bilgiyi sevmek, bilginin peşinden koşmak" anlamını taşımaktadır.
2. Başlık
- Felsefe sadece, "bilgiyi sevmek" midir?
İnsan, doğası gereği yargılayan, sorgulayan, tartışan bir varlıktır. Bu sebeple de insanın öğrenmek istediğin birçok konu vardır. İşte filozoflar da bu türden şeyler düşünmektedirler. Peki bu "Filozof" diye adlandırılan kişilerin normal insandan farkları var mıdır, varsa da bunlar nelerdir? Filozofların normal düşünce sürecindeki insandan tabî ki farkları vardır ve bu farklar; onların derinlemesine, tutarlı, belirli tabanlara oturtulmuş ve sistematize edilmiş düşünmelerinden kaynaklanmaktadır.
3. Başlık
- Felsefe, insanoğlunun yaşamını anlamlandırabilmek için düşünsel bir çaba harcaması mıdır?
Bu sorunun cevabına şüphe duymadan "evet" diyebiliriz. Filozoflar da diğer insanlar gibi öğrenmeye çalışırlar. Bilgi, onlar için ulaşılması gereken bir "şey"dir. İşte filozoflar, bu bilgiye ulaşabilmek için sorular sorarlar. Platon: "Felsefe; doğruyu bulma yolunda, düşünsel bir çalışmadır." derken de yine düşünme ve sorgulama üzerine bir vurgu yapmaktadır.
Filozoflar sadece bilgi peşinde koşmamaktadırlar. Onlar, edindikleri bilgiler ışığında kendilerine bir ahlâk anlayışı, dünya görüşü ve tamamen bir yaşam biçimi çizmektedirler. Mesela dünyayı "idea"lardan oluşmuş (idea; "düşünceler ve bu düşüncelerin görünüşleri" olarak tanımlanabilir.) bir yapı olarak algılayan bir felsefe öğretisi, yaşama ilişkin tüm yargılarını da ona göre oluşturmuş demektir.
Sizler de çevrenizde var olanları sorgulayıcı bir bakış ve düşünme tarzı ile ele alınız. Neyin, neden o şekilde olduğunu anlamaya çalışınız.
Düşünmekten, sorgulamaktan korkmayınız.
Sokrates: "sorgulanmamış bir hayat, yaşanmaya değer değildir.
Sitemizdeki "felsefe dersleri"nin amacı; sizleri sıkmadan, felsefeyi öz olarak sizlere aktarmaya çalışmaktır. Lütfen bu bölümümüz hakkındaki görüş, öneri, eleştiri vb. düşüncelerinizi bizlerle paylaşınız.
Her zaman sorgulanmaya, eleştirilmeye, değerlendirmeye ve değerlendirilmeye açık bir yapımız olduğunu belirtmek isteriz.
4. Başlık
- Peki düşünce adamları - filozoflar - felsefe hakkında neler söylemekte, felsefeyi nasıl tanımlamaktadırlar?
Karl Jaspers: "Felsefe yapmak ölmeyi öğrenmektir."
Sokrates: "Felsefe, neleri bilmediğini bilmektir."
Platon: "Doğruyu bulma yolunda, düşünsel (idealist) bir çalışmadır."
Aristotales: "İlkeler ya da ilk nedenler bilimidir felsefe."
Epikuros: "Mutlu bir yaşam sağlamak için, tutarlı eylemsel bir sistemdir."
Augustinus: "Felsefe tanrıyı bilmektir ve gerçek felsefeyle, gerçek din özdeştir."
Anselmus: "İnanılanı anlamaya çalışmaktır."
Abaelardus: "İnanılanın inanılmaya değer olup olmadığını araştırmaktır."
A. Thomas: "Tanrıdır konusu, tanrının tanıtlanmasıdır."
Campanella: "Eleştiridir."
F. Bacon: "Deney ve gözleme dayanan bilimsel veriler üzerinde düşünmektir."
T. Hobbes: "Felsefe yapmak doğru düşünmektir."
Descartes: "Felsefe bir bilimdir ve geometrik yöntemi metafiziğe uygulamak gerekir, felsefeyi kesin bir bilim yapmak için."
Spinoza: "Felsefe, genelleştirilmiş bir matematiktir."
Leibniz: "Gerçekte doğru olanı algılamaktır. Felsefe göklerden yere inerek, beş duyuyla kavranan konularla ilgilenmelidir."
Locke: "Bütün düşüncelerimizin duyumlarımız ile gerçek alemden geldiğini kanıtlamaktır."
Condillac: "Felsefe duyumların bilgisidir."
Hume: "İnsan zihninin mahiyetini incelemektir."
... ve sonuç olarak; felsefe, yaşamın her köşesinde varlığını sürdürmektedir.
Hatta felsefe, yaşamın kendisidir.
2. Başlık
- Felsefe sadece, "bilgiyi sevmek" midir?
İnsan, doğası gereği yargılayan, sorgulayan, tartışan bir varlıktır. Bu sebeple de insanın öğrenmek istediğin birçok konu vardır. İşte filozoflar da bu türden şeyler düşünmektedirler. Peki bu "Filozof" diye adlandırılan kişilerin normal insandan farkları var mıdır, varsa da bunlar nelerdir? Filozofların normal düşünce sürecindeki insandan tabî ki farkları vardır ve bu farklar; onların derinlemesine, tutarlı, belirli tabanlara oturtulmuş ve sistematize edilmiş düşünmelerinden kaynaklanmaktadır.
3. Başlık
- Felsefe, insanoğlunun yaşamını anlamlandırabilmek için düşünsel bir çaba harcaması mıdır?
Bu sorunun cevabına şüphe duymadan "evet" diyebiliriz. Filozoflar da diğer insanlar gibi öğrenmeye çalışırlar. Bilgi, onlar için ulaşılması gereken bir "şey"dir. İşte filozoflar, bu bilgiye ulaşabilmek için sorular sorarlar. Platon: "Felsefe; doğruyu bulma yolunda, düşünsel bir çalışmadır." derken de yine düşünme ve sorgulama üzerine bir vurgu yapmaktadır.
Filozoflar sadece bilgi peşinde koşmamaktadırlar. Onlar, edindikleri bilgiler ışığında kendilerine bir ahlâk anlayışı, dünya görüşü ve tamamen bir yaşam biçimi çizmektedirler. Mesela dünyayı "idea"lardan oluşmuş (idea; "düşünceler ve bu düşüncelerin görünüşleri" olarak tanımlanabilir.) bir yapı olarak algılayan bir felsefe öğretisi, yaşama ilişkin tüm yargılarını da ona göre oluşturmuş demektir.
Sizler de çevrenizde var olanları sorgulayıcı bir bakış ve düşünme tarzı ile ele alınız. Neyin, neden o şekilde olduğunu anlamaya çalışınız.
Düşünmekten, sorgulamaktan korkmayınız.
Sokrates: "sorgulanmamış bir hayat, yaşanmaya değer değildir.
Sitemizdeki "felsefe dersleri"nin amacı; sizleri sıkmadan, felsefeyi öz olarak sizlere aktarmaya çalışmaktır. Lütfen bu bölümümüz hakkındaki görüş, öneri, eleştiri vb. düşüncelerinizi bizlerle paylaşınız.
Her zaman sorgulanmaya, eleştirilmeye, değerlendirmeye ve değerlendirilmeye açık bir yapımız olduğunu belirtmek isteriz.
4. Başlık
- Peki düşünce adamları - filozoflar - felsefe hakkında neler söylemekte, felsefeyi nasıl tanımlamaktadırlar?
Karl Jaspers: "Felsefe yapmak ölmeyi öğrenmektir."
Sokrates: "Felsefe, neleri bilmediğini bilmektir."
Platon: "Doğruyu bulma yolunda, düşünsel (idealist) bir çalışmadır."
Aristotales: "İlkeler ya da ilk nedenler bilimidir felsefe."
Epikuros: "Mutlu bir yaşam sağlamak için, tutarlı eylemsel bir sistemdir."
Augustinus: "Felsefe tanrıyı bilmektir ve gerçek felsefeyle, gerçek din özdeştir."
Anselmus: "İnanılanı anlamaya çalışmaktır."
Abaelardus: "İnanılanın inanılmaya değer olup olmadığını araştırmaktır."
A. Thomas: "Tanrıdır konusu, tanrının tanıtlanmasıdır."
Campanella: "Eleştiridir."
F. Bacon: "Deney ve gözleme dayanan bilimsel veriler üzerinde düşünmektir."
T. Hobbes: "Felsefe yapmak doğru düşünmektir."
Descartes: "Felsefe bir bilimdir ve geometrik yöntemi metafiziğe uygulamak gerekir, felsefeyi kesin bir bilim yapmak için."
Spinoza: "Felsefe, genelleştirilmiş bir matematiktir."
Leibniz: "Gerçekte doğru olanı algılamaktır. Felsefe göklerden yere inerek, beş duyuyla kavranan konularla ilgilenmelidir."
Locke: "Bütün düşüncelerimizin duyumlarımız ile gerçek alemden geldiğini kanıtlamaktır."
Condillac: "Felsefe duyumların bilgisidir."
Hume: "İnsan zihninin mahiyetini incelemektir."
... ve sonuç olarak; felsefe, yaşamın her köşesinde varlığını sürdürmektedir.
Hatta felsefe, yaşamın kendisidir.
Felsefe grubu hangi dersleri kapsar ? Bu derslerin içerikleri nelerdir ?
Felsefe Grubu dersleri 4 gruba ayrılır. Bunlar : Felsefe, Psikoloji, Sosyoloji ve Mantık derslerinden oluşur.
Şimdi de bu derslerin içeriklerine kısaca göz atalım.
Şimdi de bu derslerin içeriklerine kısaca göz atalım.
FELSEFE GRUBU DERSLERİNİN İÇERİKLERİ VE AMAÇLARI
Felsefe
Felsefe, insanın yaşamını, değerlerini, amaçlarını sorgulamakta, varlığı bütün olarak ele almakta, temelde insanın sorgulayabilme yeteneğine dayanmaktadır. Felsefenin geliştirdiği kuşkuculuk ve eleştirel düşünce, bilimsel düşüncenin, yenilikçi buluşların temelini oluşturmuştur. Bu amaçla, felsefe dersi, bilinçli okuma, sorgulama, eleştirme ve bütünleştirme zihinsel davranışları; evrensel değerler ve düşünce sistemleri, analiz ve sentez yapabilme becerisi, filozofların kitaplarından seçilen metinler üzerinde okuma ve tartışmalar yapılarak öğretilir. Felsefe öncesi düşüncelerden başlanarak İlkçağ, Antik Yunan, Roma, Ortaçağ İslam ve Batı Felsefesi, Yeniçağ, Aydınlanma ve Modern dönemde felsefi düşüncenin gelişimi anlatılır. Geçmişle ilgili ve güncel problemlere tarihi perspektif ve problematik açıdan bakabilme yolları kavratılmaya çalışılır. Bir konu ya da okunmuş bir yazıyı yorumlama ile ilgili felsefî yazılar yazma denemeleri yapılır.
Psikoloji
Özellikle insan davranışlarını inceleyen, duygudurum yapısını irdeleyen; yaşam-doğa-toplum-evren bağı içinde davranışları betimleyen; organizmadan psikoloji akımlarına, stresle başa çıkmaktan akıl hastalıklarına dek uzanan geniş kapsamlı içeriği olan psikolojinin amacı, salt bir ders olarak değil, yaşamımızı belirleyen bir olgu olarak da davranışbilim bağlamını dile getirmek, insanın yaşamını daha insanca ve evrensel boyutlara taşıyabilmektir.
Sosyoloji
Öğrencilerin yaşadıkları toplumun yapısını, işleyişini, değişimini ve bunların bağlı olduğu toplumsal yasaları kavramalarını, toplumun, farklılıkları kuşatan bir birlik halinde ve demokrasi temelinde gelişip güçlenmesine katkıda bulunmaları, toplumsal sorunları kavrayabilmeleri, toplumun, ekonomik ve kültürel kalkınmasına bilinçli bir şekilde katkıda bulunabilmeleri, toplumun yapısını, toplumsal ilişkileri, toplumsal kurumları tanımaları ve sosyal değişimleri bilimsel olarak açıklamaları sağlanır. Aile, ekonomi, din, ahlak, siyaset kurumları ve bu kurumlardaki sosyal değişimler açıklanır. Milletler ailesi içinde, Türk toplumunun saygın ve onurlu bir yeri olduğu bilincini oluşturması sağlanır.
Mantık
Bu dersin amacı klasik ve sembolik mantık metodlarını kullanarak öğrencilere doğru düşünme ve akıl yürütmenin kurallarını öğretmektir. Öğrenciler klasik mantık bölümünde Aristoteles mantığının temel kavramlarını ve kurallarını kavrar. Sembolik mantık bölümünde ise, öğrencilere modern matematik sembollerinin mantıkta kullanılışı öğretilir. Bu derste öğrenciler, mantıklı, tutarlı, değerlendirme ve eleştirebilme becerisini kazanırlar.
Felsefe
Felsefe, insanın yaşamını, değerlerini, amaçlarını sorgulamakta, varlığı bütün olarak ele almakta, temelde insanın sorgulayabilme yeteneğine dayanmaktadır. Felsefenin geliştirdiği kuşkuculuk ve eleştirel düşünce, bilimsel düşüncenin, yenilikçi buluşların temelini oluşturmuştur. Bu amaçla, felsefe dersi, bilinçli okuma, sorgulama, eleştirme ve bütünleştirme zihinsel davranışları; evrensel değerler ve düşünce sistemleri, analiz ve sentez yapabilme becerisi, filozofların kitaplarından seçilen metinler üzerinde okuma ve tartışmalar yapılarak öğretilir. Felsefe öncesi düşüncelerden başlanarak İlkçağ, Antik Yunan, Roma, Ortaçağ İslam ve Batı Felsefesi, Yeniçağ, Aydınlanma ve Modern dönemde felsefi düşüncenin gelişimi anlatılır. Geçmişle ilgili ve güncel problemlere tarihi perspektif ve problematik açıdan bakabilme yolları kavratılmaya çalışılır. Bir konu ya da okunmuş bir yazıyı yorumlama ile ilgili felsefî yazılar yazma denemeleri yapılır.
Psikoloji
Özellikle insan davranışlarını inceleyen, duygudurum yapısını irdeleyen; yaşam-doğa-toplum-evren bağı içinde davranışları betimleyen; organizmadan psikoloji akımlarına, stresle başa çıkmaktan akıl hastalıklarına dek uzanan geniş kapsamlı içeriği olan psikolojinin amacı, salt bir ders olarak değil, yaşamımızı belirleyen bir olgu olarak da davranışbilim bağlamını dile getirmek, insanın yaşamını daha insanca ve evrensel boyutlara taşıyabilmektir.
Sosyoloji
Öğrencilerin yaşadıkları toplumun yapısını, işleyişini, değişimini ve bunların bağlı olduğu toplumsal yasaları kavramalarını, toplumun, farklılıkları kuşatan bir birlik halinde ve demokrasi temelinde gelişip güçlenmesine katkıda bulunmaları, toplumsal sorunları kavrayabilmeleri, toplumun, ekonomik ve kültürel kalkınmasına bilinçli bir şekilde katkıda bulunabilmeleri, toplumun yapısını, toplumsal ilişkileri, toplumsal kurumları tanımaları ve sosyal değişimleri bilimsel olarak açıklamaları sağlanır. Aile, ekonomi, din, ahlak, siyaset kurumları ve bu kurumlardaki sosyal değişimler açıklanır. Milletler ailesi içinde, Türk toplumunun saygın ve onurlu bir yeri olduğu bilincini oluşturması sağlanır.
Mantık
Bu dersin amacı klasik ve sembolik mantık metodlarını kullanarak öğrencilere doğru düşünme ve akıl yürütmenin kurallarını öğretmektir. Öğrenciler klasik mantık bölümünde Aristoteles mantığının temel kavramlarını ve kurallarını kavrar. Sembolik mantık bölümünde ise, öğrencilere modern matematik sembollerinin mantıkta kullanılışı öğretilir. Bu derste öğrenciler, mantıklı, tutarlı, değerlendirme ve eleştirebilme becerisini kazanırlar.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)